[Dr. Ali Bayramoğlu, “Başka Bir Dünya Mümkün”] Kitap hakkında detaylı bilgiye
BURADAN ulaşabilirsiniz.

Photo: Kostya Naddubov
GÖKYÜZÜNÜ BİR GÜVERCİNİN İÇİNE HAPSEDEBİLİRLER Mİ?
(Lise öğretmenime bir iyi bir de kötü haberim var)
Bu sorunun cevabı gökyüzünü nasıl bir oyuna getirdiklerine göre değişir. 2000 yılında annem veli toplantısı için okuduğum liseye gitmişti. Bir öğretmenim, benimle ilgili bir değerlendirme yaparken anneme şöyle demiş: “Ali, üniversiteye gidemeyecek. Buna hazır mısınız?”
Annem bu sözler karşısında afallamış. Öğretmenimin bu sonuca nasıl ulaştığını merak etmiş. Öğretmenim, benim yetenekli bir insan olduğumu ve hayatta başka alanlarda başarılı olabileceğimi; ancak üniversiteye gidemeyeceğimi söylemiş. Eve döndüğünde annemin moralinin oldukça bozuk olduğunu hatırlıyorum. Anlattıklarını dinlediğimde çok sinirlendiğimi ve o öğretmenimin yanılacağını söylediğimi de hatırlıyorum. Ancak annem de ben de artık sadece halihazırdaki dünyada yaşamıyorduk, içinde olduğumuz dünyaya ek olarak öğretmenimin düşüncelerinden oluşan bir geleceği de yaşıyorduk.
Peki böyle bir gelecek var mıydı? Hayır.
Bu “sözde gelecek”, sadece bir öngörüydü. Ancak bunun sadece “bir öngörü” olduğunu unutup bu öngörüye inanmak, o öngörüyü bir gerçekliğe ve sonra da bizi sınırlayan bir kafese dönüştürür. Kısaca özetlemem gerekirse öğretmenimin öngörüsü doğru çıktı.
Evet. Üniversiteyi kazanamadım.
Bu öğretmenim için iyi haber.
Ancak öğretmenimin öngöremediği bir şey oldu.
Üniversite sınavına tekrar girmeye ve hayatıma yön vermeye karar verdim.
Öğretmenimin öngöremediği şey, benim sabah akşam ders çalışmaya başlamamdı. İkinci sene yüzdelik dilimimi 25 puan yukarı çıkararak Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin Psikoloji Bölümünü kazandım. Lisans eğitimimi 4 üzerinden 3.68 not ortalamasıyla Yüksek Şeref listesine girerek tamamladım. Daha sonra ise lisans sonrası Yüksek Lisans ve Doktora bütünleşik programını da bütün derslerden AA alarak, yani 4 üzerinden 4.0 not ortalamasıyla tamamladım.
Bu da lise öğretmenime kötü haber olsun; çünkü fena halde yanıldı.
Kim bilir şimdi o öğretmen nerede ve ne yapıyor? İşin espirisi de bu zaten. İnsanlar bir şekilde hayatımıza girip bir şeyler söyler ve sonra hayatımızdan çıkarlar. Kim bilir bir daha görüşür müyüz?
Onlar bizim hayatımızdan çıkarlar; ancak BİZİM HAYATIMIZDA BİR ŞEYLER BIRAKIRLAR.
Yargılarını, düşüncelerini, anılarını, ezberlerini ve söz adına ne varsa pek çok şeyi bırakırlar. Sahipleri çekip gittikten sonra dahi onların düşünceleri, biz onları çok ciddiye aldıkça bir kafes gibi bizi içlerine hapsederler.
Biz o düşüncelere yapıştıkça o düşünceler de o denli güçlü bir hapishaneye dönüşürler.
Böylece günbegün hayattaki en önemli amacımız, düşüncelerimizi değiştirmek ve o düşüncelerden kurtulmak olur.
Ancak bu yapışıp kaldığımız düşüncelerle aramıza bir mesafe koyabilirsek o düşüncelerin sadece seslerden oluştuğunu görürüz.
Gözlerinizi kapatan bir el ile aranıza mesafe koyduğunuzu düşünün. Bu tıpkı düşüncelerle aranıza mesafe koymaya benzer. Gözünüzü kapatan el ile aranıza mesafe koydukça, eli hiç bir şekilde değiştirmemize ya da kontrol etmemize gerek kalmaz. Biz mesafe koydukça el, gücünü kaybeder.
Çünkü el sadece gözümüzü kapatmaktadır. O el, bütün bir dünya falan değildir.
O el ile aramıza mesafe koydukça dünyayı daha çok görmeye başlarız.
O el gittikçe gücünü yitirir. O el gittikçe küçülür.
Artık o eli değiştirmeye de yok etmeye de ondan kaçmaya da gerek yoktur.
Böylece düşünceler, birer söz olur uçarlar.
Artık onları değiştirmeye gerek yoktur.
Ve artık onlar sizin kafesiniz olamazlar.
Artık iş değişmiştir.
Siz GÖKYÜZÜ olup onları kafeslersiniz.
BIRAKIN ARTIK NEREYE UÇARLARSA UÇSUNLAR…
“BŞKAA 1 DNYÜA MMKÜÜN”
https://www.facebook.com/dralibayramoglu/videos/1719784225009381/
Kitap, pek çok bilginin yanısıra günlük hayatta hemen ŞİMDİ ve BURADA uygulanabilecek 42 farklı alıştırmayı da içermektedir.

Kitabı bulabileceğiniz bağlantılar:
Doğan Kitap ve pek çok çevrimiçi kitabevinde…
Kitap satan her yerde
Günlük yazıları Instagram’da takip edebilirsiniz. @aynagonul
