Sayın Cumhurbaşkanı’na açık mektup ve üç soru
Sayın Cumhurbaşkanım,
Bildiğiniz üzere 18 Ekim akşam 22:00 civarında ODTÜ’ye polis gözetiminde belediye baskını gerçekleşmiştir. Neticesinde yol güzergahındaki yaklaşık 3000 ağaç sökülüp götürülmüştür. Çevre ile ilgili olan konuları tamamen bir kenara bırakalım.
Ben sizi bugün bilmeniz gerektiğini düşündüğüm bir husus konusunda bilgilendireceğim. Bilmem farkındamısınız ama Cumhurbaşkanı olduğunuz devlette hukusuzluk ve ahlaksızlık almış başını yürümüş durumda. 18 Ekim akşamı ve öncesinde yaşanan olaylar bu çarpıcı tespitime ışık tutmaktadır.
ODTÜ’nün Yüzüncü Yıl Mahallesi sınırından geçecek yol ile ilgili epeydir bir tartışma devam etmektedir; takip ediyorsunuzdur muhtemelen. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar daha bir kaç hafta önce ODTÜ ile yolun güzergahı konusunda tam mutabakata vardıklarını açıklamıştı. Planlarda ODTÜ Rektörlüğünün haberi olmaksızın değişiklikler yapıldığı ancak geçen hafta farkedilmişti. Koruma Amaçlı İmar Planına ilişkin yasal süreç tamamlanmadan Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ekipler hareket geçmiş ve ODTÜ arazisine hem de bayramın dördüncü gün gece saat 22:00’de hukuk dışı olarak girmiştir. Oysa ODTÜ Rektörlüğünün açıklamasında da belirtildiği gibi bakanlık ve Büyükşehir Belediyesi yetkilileri üniversite ile görüşmeden bir işlem başlatmayacaklarını taahhüt etmişlerdi.
Soru 1) Üst düzey devlet görevlilerinin ODTÜ Rektörlük yetkililerinin gözünün içine baka baka yalan söylemeleri ve kamuoyunu bilerek yanlış bilgilendirmeleri sizi rahatsız etmiyor mu?
Soru 2) Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hukuku bilerek çiğnemesi ve bundan kimsenin (Siz de dahil olmak üzere) rahatsız olmaması Türkiye’de hukuk kurumunun aczini ve “hukuk devleti” ilkesinin niteliksizliğini göstermiyor mu?
Soru 3) Hukuksuzluğun ve ahlaksızlığın içselleştirildiği ve hukuk, kanun, ahlak gibi temel kavramların kimsenin umurunda olmadığı bir ülkenin Cumhurbaşkanı olmak sizi rahatsız etmiyor mu?
Sorularıma cevap verirseniz sevinirim.
Saygılarımla,
Semih Akçomak
‹ Revisiting manufacturing and industrial policy Turkish football versus Turkish economy ›