Monthly Archives: May 2010

insanlık…ya şimdi, ya da asla…

Merhaba,

gönül isterdi ki, şimdi yazacaklarımın sebebi hiç meydana gelmemiş olsun. ama maalesef, israil devleti güvenlik güçleri, daha önce de defalarca yaptığı gibi, uluslararası hukuk ve insan haklarını çiğneyerek gazzeye giden yardım konvoyuna “terörist, provokatif, vb.” adlandırmalar ve “ulusal güvenlik” gerekçesiyle, müdahalede bulundu. ve yine aynı aymazlıkla israil devleti yetkilileri yaptıklarına gerekçeler sunuyorlar. kuruluşundan bu yana ortadoğuda barış ve güvenlik sorunlarının ana sebeplerinden biri olan bu devletin, ve onun “yetkili” makamlarının insanın kanını donduran rahatlıkları tam ibretlik…

bakın size önümüzdeki günlerin bir tahminini yapayım. şimdi, tüm dünyanın gözleri önünde bu eylemi gerçekleştiren israil, tıpkı 11 eylülden bu yana bir paranoya içinde sağa sola saldıran ve güvenlik ve savunma hakkının yalnızca kendine ait olduğu zannına sahip amerikan hükümeti gibi, günlük hayatına devam edecektir. birleşmiş milletlerde abd’nin vetosu sayesinde yine kınama bile görmeden bağımsızlığını ve güvenliğini “garanti” edecektir.

peki, israil ve amerikan hükümetleri bu olayı da sümen altı yaparken, dünyanın diğer bölümü ne yapacaktır??? hemen söyleyeyim…

birleşmiş milletler: abd vetosu yüzünden hiç bir şey yapamayacaktır.

avrupa birliği: tabii ki, abd’nin geleneksel dostluğu ihtiyacından hareketle, ortadoğulu diktatör dostlarının gönlünü de almak için, birkaç kınama sözcüğü sarfedeceklerdir.

islam devletleri: kendi aralarındaki “işbirliği ve dayanışma”nın yeni bir örneğini gösterecekler, birçoğu israil devletini “sert” bir şekilde kınayacak ama birlikte bir eylem yine yapamayacaklardır.

rusya ve çin: abd ve israili kınayıp kendi bölgesel oyunlarına devam edeceklerdir.

türkiye’de neler olacak: protestolar, kınamalar, sivil tepkiler… ve sonrasında en geç 15 gün sonra gündelik hayatın kısır döngüsü….

pekala, bu kadar “iyimser” bir tablodan sonra son yorum nasıl yapılabilir:

tarih, zulüm ile hiçbir devletin çok uzun ayakta kalmayacağını gösteriyor. nitekim hem abd hem israil kendi sonlarına her yeni gün biraz daha yaklaşmaktadırlar. ancak, unutulmamalıdır ki, zulüme tepki göstermek, şiddet ve karşı zulümle olmaz… şiddeti öngören her “çözüm” israil ve amerikan hükümetlerinin yaptığını sadece tekrar etmektir.

gelecek günlerin getireceklerini hep birlikte göreceğiz…