söyle gökyüzü

SÖYLE GÖKYÜZÜ

 

Acıyı kim neyler

Neyler kasabayı şehirli düşünceler,

Acı, yığından bir tel çeker gibi

Kayıp gider götürerek kendi nedenlerini.

 

Aşktır, acıyı kim neyler

Peçe altında gezer sevişerekten,

Ben çok gördüm çok gezdim çok sevdim

Gönlümde sen olan kuyuyu bildim.

 

Gönlünde kuyuyla acıyı kim neyler

Süzersin acıyı gövdende bırakarak,

Tortu atılmaz, yanık onmaz, toz yunmaz

Çıkrık çalışır bir eğlentiyle.

 

Kuyu kalır çölde bir olanak olarak

Ueraltı sularını birleştirir gibi,

Acı, katmandan katmana, kuyudan kuyuya

Gelenek olur ve alışkanlık yaratır.

 

Çıkrığın gıcırtısı müzik gibi inler

Kova deliktir lafolsun diye işte,

Eskil bakışların tirşesi yeter

Aşktır, söyle, acıyı kim neyler?

 

Sürek Avında Dünya, 1994

  

 

 DIS, LE CIEL

A quoi bon la douleur

A quoi bon la bourgade face aux pensées citadines

La douleur, comme on tire un fil d’un tas,

S’effondre en entrainant sa raison d’être.

 

C’est l’amour, à quoi bon la douleur

Elle voyage voilée, et fait l’amour,

J’ai tant voyagé, tant vu, tant aimé

J’ai su le puits que tu es dans mon coeur.

 

A quoi bon la douleur si l’on a un puits dans son coeur

Tu filtres la douleur en la retenant dans ton corps,

Impossible de rejeter la lie, de soigner la brûlure, d’effacer la poussiere

Le treuil marche avec allegresse.

 

Le puits demeure comme une éventualité dns le désert

Qui comme rassemble les eaux souterraines,

La douleur, d’une nappe à l’autre, d’un puits à l’autre

Devient coutume et crée une dépendance.

 

Le grincement du treuil gémit comme une musique

Le seau est percé san qu’on sache pourquoi,

Le jade des regards usés me suffirait

C’est l’amour, dis, à quoi bon ls douleur?

 

Traduit par Ece Korkut, 1998