GWS Blog

ODTÜ Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları / Gender and Women's Studies

“Hikayelerimizi sessizleştirmeye çalışıyorlar”

İstanbul’a gelen İsrailli antimilitarist feminist Rela Mazali, kendi hikayesini ve “sessizleştirilmeye çalışılan hikayeler”in önemini Bianet’ten Göksun Yazıcı’ya anlattı.

Göksun Yazıcı-Bianet
4/7/2011

Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar dergisinin konuğu olarak Türkiye’ye gelen İsrailli antimilitarist feminist Rela Mazali, onu bugünlere ve mevcut düşüncelerine getiren süreci, hikayeleri, siyaseti ve yeni alanların nasıl yaratılacağını anlattı…

Başlangıç…

1967 yılında 18 yaşında askere gittim; “savaş” zamanında. O dönemde İsrail’de şimdiki anlamıyla ne vicdani retçi ne de antimilitarist hareket vardı. Sadece bir takım memnuniyetsizliklerimiz vardı. 1967 yılında İsrail’in kazandığı “zafer”den dolayı “mutlu olmadım”. Tam tersine, büyük bir tatsızlık ve memnuniyetsizlik hissettim.

Uzun süre bu duygular içimde dolandı ancak çok uzun süre açık politik bir eleştiri haline gelmedi bu duygular. Benim bilinçlenmem 30’lu yaşlarımda anne olduğum döneme denk geliyor. Kızım dünyaya geldiğinde, ona öğretmemi istedikleri şeylerin benim mutsuzluklarıma sebep olan anlayışlar olduğunu anladım.
Kızıma bu değerleri aşılamak istemediğimi gördüm. Bizlerden bir çeşit “ebeveynlik” yapmamızı istiyorlardı ancak bu “ebeveynlik”in sonraki kuşağa taşıması gereken değerler, bizim kuşağımızdaki memnuniyetsizliği yaratan değerlerdi. Ben böyle bir “ebeveynlik” yapamayacağımı anladım. Ve bu sorgulama beni politik bir bilinç ve dile taşıdı. Aynı şekilde hisseden insanlarla karşılaştım ve sürekli konuşmaya başladık.

İşgal Karşıtı Hareket

İsrail’de 1980 yılında başlayan “İşgal Karşıtı Hareket” bizler için çok önemlidir. İlk kez orada memnuniyetsizliklerimizi bir cümleye dökebildik: “Düşman olmayı reddediyoruz” dedik. Elbette sadece sloganlar değildi burada ortaya çıkan, ama bu cümle bizlere bir dayanak noktası verdi. İşgale katılmayacağımızı, bunun devamı için çalışmayacağımızı söylemiş olduk. Bu cümle bizler için küçük farklı bir alan yarattı.

O zamanlar henüz antimilitarizm ya da vicdani red gibi düşüncelere ulaşmamıştık; sadece bizden yapmamızı istedikleri şeyleri yapmak istemediğimizi söylemiştik. Harekette çok farklı insanlar vardı, çoğu kırık dökük cümlelerle ifade ediyordu kendini, fakat bu işgale katılmayı istemeyenler, birbirleriyle konuşmaya başladılar. Herkes diğerinin ne hissettiğini anlıyordu. Bizlerin alternatif bir programı, kesin çözümleri yoktu sadece süregiden işgale ortak olamayacağımızı hissediyorduk.

Söyleşinin devamı için: http://www.ucansupurge.org/turkce/index2.php?Hbr=277

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *