GWS Blog

ODTÜ Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları / Gender and Women's Studies

Türkiye’nin ilk feminist yayınevi: Ayizi Yayıncılık

ayizilogo_kck

Ayizi yayıncılık, 2010 yılının Ekim ayında kuruldu- üç feminist kadın tarafından; İlknur Üstün, Aksu Bora, Selma Acuner:

“Yayıncılık bu memlekette kolay bir is değil, bunu bilerek ve her şey tozpembe olacak romantikliğine pek de kapılmadan girdik bu yola- “kadın işleri” çok popüler oldu, feminist yaklaşımla hazırlanmış tezler her yerde çoğalıp duruyor ama yayıncılık dünyasına bakınca, bizim okumak isteyeceğimiz feminist kitapların tek tük çıktığını görüyoruz. Bunun için kurduk yayınevini. Kendi okumak istediğimiz kitapları yayınlamak için!

Bir de, feminist hareketin güçlü ama feminist düşünce üretiminin cılız olduğunu düşünerek… Okuyarak, konuşarak, yazarak, dinleyerek yürüyecek bir hareketin daha güçlü, dirençli olacağına inandığımız için. Amargi Dergisi de bu düşünceyle çıkmıştı, ikimiz (İlknur ve Aksu) dergiyi çıkaran ekipteyiz…

Yayınevi ekibi üçümüzden oluşmuyor tabii ki. Gönüllü desteklerini aldığımız başka kadınlar da var: Tennur Baş, kitapların kapaklarını ve grafik tasarımlarını yapıyor, Semanur Sevim de Yayınevinin mali işlerini yürütüyor. Edebiyat editörlüğümüzü Can Cankoçak yapıyor. Simten Coşar, Handan Çağlayan, Nilgün Toker, Eser Köker, Pınar Selek, Hatice Meryem, Nebahat Akkoç, Ece Göztepe, Neslihan Cangöz, Melek Göregenli yayın kurulu üyelerimiz, onlardan hem fikir alıyoruz hem de editörlük katkısı.

Yola çıkarken bir takım hayalleriniz oluyor tabii, bunlar yürüdükçe biraz değişiyor- bizim yüksek hayallerimiz yok pek: Sistematik bir feminist yayıncılık yapmak istiyoruz. Bunun içinde memleket bilgisini üretebileceğimiz, analizleri çoğaltabileceğimiz kitaplar olsun istiyoruz. Kadın yazarların edebi metinlerine yer verelim istiyoruz. Yaratıcı deneylere (hem edebiyat alanında hem de yeni iletişim teknolojileri babında) yer açalım istiyoruz. Kadınların “kendi hikayelerini yazmaya” çok ihtiyaçları olduğunu kendi deneyimlerimizden biliyoruz- söz gümüşse sükut altındır diye büyütülmüş kadınların konuşmaya başlamaları kolay olmuyor… Belki bizimki gibi küçük, sıcak, çok “profesyonel” olmayan bir yayınevinde işleri daha kolay olur.

Yayınevini bir tür “açık üniversite” gibi çalıştırmaya dönük bazı hayallerimiz de vardı, bunları Eser Köker sayesinde gerçekleştirebileceğiz önümüzdeki aylarda: Feminist biyografi üzerine düzenli seminerler verecek. Umuyoruz ki bu seminerleri her dönem farklı konularda sürdürebileceğiz.

Yayınevinin ilk kitabı, annelik ve neoliberal beden politikaları hakkında. Sevi Bayraktar’ın. Hemen arkasından bir hikaye kitabımız gelecek: Filedelfiya Hikayeleri. Sonra, Mamak hapishanesinin kadınlar koğuşunu ve oradaki deneyimleri anlatan bir kitabımız var. Yaz’a kadar yayın programımıza Aksu Bora’nın derlediği, Türkiye’de feminist hareket içindeki tartışmalara ilişkin yazılardan oluşan bir kitabı, Ceren Belge’nin Nebahat Akkoç’la gerçekleştirdiği nehir söyleşilerimizin ilkini, Nilgün Toker ve Melek Göregenli’nin hazırladığı ayrımcılığın, cinsiyet hallerini de içeren kitabını sığdırmaya çalıştık.”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *