Lavanta Uykuya İyi Gelir Mi?

Views: 10747

Çamaşırların arasına ya da yastıkların içine yerleştirdiğimiz lavantaların işlevi yalnızca çevrelerine güzel koku yaymaları değil. Lavanta, uyku üzerindeki olumlu etkisi bilimsel çalışmalarla da kanıtlanmış bir bitki. Otuzdan fazla farklı türü olan bu çiçekli bitkiden lavanta kolonyası ve banyoda ya da masaj sırasında kullanılan lavanta yağı gibi ürünler elde edilir.

Lavanta yağının başlıca bileşenleri linalol ve linalil asetattır. Daha rahat bir uyku sağlayan bu kimyasal maddeler derimiz tarafından hızla emilip kana karışır. Öyle ki, lavanta yapı masaj yoluyla vücudumuzun belirli bir bölgesine uygulandıktan sadece 19 dakika sonra kandaki en yüksek seviyesine ulaşır. İnsanlar üzerinde yapılan bilimsel çalışmalarda, bu kimyasal maddelerin uyku kalitesini artırdığı ve kaygıyı azalttığına dair bulgular elde edilmiş. Araştırmalarda, lavantanın sadece deriye uygulanmasında değil kokusunun da uyku üzerinde olumlu etki yaptığı, nabız ve kan basıncını düşürdüğü gözlenmiş. Bir araştırmada katılımcılara yatmadan önce lavanta esansı, ertesi gün ise saf su koklatılmış. Bu katılımcıların lavanta esansı koklatıldıkları gece boyunca beyin dalgaları incelenmiş ve derin uyku evrelerinin uzadığı gözlenmiş. Buna ek olarak katılımcılar lavanta esansı kokladıkları gecenin sabahında daha enerjik uyandıklarını ifade etmiş.


Yazar: Pınar Dündar, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Şubat 2017, s.60.

Kadir Sistemi

Views: 162

Kadir sistemi astronomik nesnelerin parlaklığının logaritmik bir ölçüsüdür. Bir cisim ne kadar parlak olursa, kadir değeri o kadar düşük olur ve en parlak yıldızlar negatif değerlere ulaşır. Ay’dan sonra gece gökyüzünün en parlak gök cismi olan ve kadir değeri -1,5 olan Sirius yıldızı, örneğin 15. kadirden bir yıldızdan yaklaşık dört milyon kat daha parlak demektir.


Kaynak: TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Ocak 2017, s. 55

Gök Gürültülü ve Fırtınalı Havalarda Yağan Yağmurun İçeriği Farklı Mı?

Views: 1843

Atmosferin yüzde 78’i azot; yüzde 21’i oksijenden oluşuyor. Geriye kalan kısmıysa su buharı, argon, karbondioksit, neon, helyum, metan, kripton, hidrojen, ozon ve ksenondan ibaret. Azotun bu kadar yoğun oranda bulunmasının birkaç nedeni var ama genel olarak özetlersek; azot molekülleri, oksijen gazı moleküllerine göre daha kararlı. Örneğin Güneş ışınları karşısında kolayca parçalanmaz, atmosferde gerçekleşen tepkimelerden etkilenmezler. Azot, iki atomdan oluşuyor ve bu iki atom arasındaki bağ çok kuvvetli. Bu bağı kırmak için muazzam bir enerji gerekiyor. Gök gürültülü ve fırtınalı havalarda oluşan şimşek ve yıldırımlar, azotun atomlarını birbirinden ayıracak enerjiyi ortaya çıkarabiliyor. Bu gerçekleştiğinde, azot atomları serbest kalıp atmosferdeki oksijen ile birleşiyor ve nitrat oluşuyor. Nitrat, yağmur suyunda çözülebildiği için bu tür havalarda yağan yağmur diğerlerine oranla yüksek derecede azot içeriyor. Bitkilerin bir kısmı azot yerine nitratı kullanıyor. Yani gök gürültülü, bol şimşekli havada yağan yağmurlar bitkiler âlemi için gübre kadar değerli…


Kaynak: Popular Science Türkiye, Şubat 2017, s.95.

Gökyüzünün Bitip, Uzayın Başladığı Yer Neresi?

Views: 926

Gökyüzü sadece tepemizde değil; ayaklarımızı bastığımız yerden başlıyor ve atmosferin tamamını içeriyor. Atmosferin de katmanları var. Everest Dağı’nın tepesinde duracak olsak, atmosferin en alt katmanı troposfere denk geliriz. Bir üst katmansa stratosfer. Bunun da üstünde 85 kilometre yüksekliğe dek uzanan mezosfer bulunur. Daha yukarıda ancak uzay araçlarının çıkabildiği termosfer var. Son olarak en üstte yer alan ekzosfer ise 10 bin kilometreye kadar uzanır. Bu ekzosferin bittiği yerde uzayın başladığı anlamına gelmiyor. Aslında uzay, ayaklarımızın bastığı yerden 100 kilometre yüksekte (atmosferin içinde) başlıyor. [Uzay aracı ve roket üreticisi SpaceX firması tarafından 1 Mayıs 2017 tarihinde ABD ordusu için gönderilen uydunun fırlatılışı için bağlantı adresi paylaşılan videoyu seyredebilir ya da 100 km yükseklikten dünyayın nasıl göründüğünü görebilmek için videonun 14.dakikasının 46. saniyesine bakabilirsiniz. https://goo.gl/8yWd42 ]


Kaynak: Popular Science Türkiye, Şubat 2017, s.94.