Posted on 27 Nisan 2025 by METU Deep Sea Research Group Posted in 2025 DEEPTRACE Pasifik Seferi

Günlerden 27 Nisan 2025. Güneşli hava yerini yağmura bırakmış. Yağmur sonrası gelen gökkuşağı ve de alkışlar eşliğinde Alvin’e doğru yürüyorum. Bugün büyük gün! Alvin denizaltı ile ilk dalışımı yapacağım. Hem de 2500m’ye, vay! Alvin’e ilk adım atışımla birlikte yüzümde salak bir sırıtış beliriyor. Benimle birlikte dalacak olan diğer bilim insanı Julia’ya ve de pilotumuz Benen’e bakıyorum. Onlar da benim gibi heyecanlı gözüküyorlar. Son kontrollerden sonra kendimizi suya bırakıyoruz. İlk fark ettiğim şey, mavinin en güzel tonları oluyor. Uçsuz bucaksız bir mavilik kaplıyor her yanımızı. Daha da iyi görebilmek için penceremden dışarı bakıyorum ve o sırada bir köpekbalığının tam da penceremin önünden geçmekte olduğunu fark ediyorum. Hemen Benen’e söylüyorum. O da o sırada başka bir köpekbalığı daha görüyor ve henüz sudan çıkmamış olan yüzücülerimizi uyarıyor.

Bu heyecanlı ilk anları sorunsuz bir şekilde atlattıktan sonra yavaş yavaş daha derinlere doğru dalıyoruz. Mavinin tüm tonları yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor. Önce her yanımızı lacivert bir su kaplıyor sonra ise alabildiğine karanlık.

Gözüm karanlığa alışınca ilk fark ettiğim şey biyolüminesans yani birçok ışık saçan balık ve de mikroorganizma oluyor. Birkaç yüz metrede daha bu ışık saçan canlıları gördükten sonra bu sefer her yanımızı komple bir karanlık kaplıyor. Ekranımızdaki derinlik 2524m’ye geldiğinde rotamızı Q-vent’e çeviriyoruz. Bizi nasıl bir hidrotermal bacanın beklediğini düşünürken karanlık içinde bir siluet görüyoruz. Yaklaştıkça daha da büyüyor ve en sonunda tüm ihtişamıyla Q-vent’i görüyoruz.

Q-vent’te ilk olarak sıcaklık ölçümleri ile başlıyoruz. Çünkü alacağımız hidrotermal baca su örneklerinin belli bir sıcaklığın üstünde, minimum 200oC, olması gerekiyor ki deniz suyu yerine gerçekten bu bacalardan örnek almış olalım. Pilotumuz Benen sıcaklık sensörünü bacanın farklı noktalarında test ederken ben de bir yandan ekranda beliren sıcaklığı yüksek sesle okuyorum ki nerden örnek alacağımıza karar verebilelim. 310oC’yi gördüğümüzde herkesin yüzü gülüyor ve bu noktadan “major” adı verdiğimiz titanyum örnekleme şişelerine sularımızı almaya başlıyoruz.

Su örneklerimizi aldıktan sonra aynı noktadan kayaç örnekleri almaya çalışıyoruz; ancak yapısı o kadar kırılgan ki sepetimize atamadan parçalanıyor. Sensörle biraz ölçümler yaptıktan sonra M-vent’e doğru yola çıkıyoruz. Bu arada sandviçlerimizle güzel bir yemek molası veriyoruz. Yolda aslında planımızda olmayan ve de bakteri matı ile dolu olan başka bir kayaç görüp burada da sensör ile bazı ölçümler yapmanın iyi olacağını düşünüp duruyoruz. İşimiz bittikten sonra M-vent’e doğru devam ediyoruz. Burası biyolojik örnekleme de yapacağımız bir yer. Hedefimiz ise öncelikli olarak Alvinella pompejana, yani derin deniz solucanı. Adı ise şu anda içinde olduğumuz Alvin’den geliyor. 1979 yılında Alvin denizaltısı ile yapılan dalışta keşfedilen A. pompejana o günden beri Pasifik Okyanusu’ndaki popülerliğini korumakta. Her ne kadar kayaç üzerinde çiçek gibi bir yapıda gözükse de tüp şeklindeki kayaçların içinde çok daha fazla yumuşak dokusu bulunmakta. 6 Alvinella’yı biyokutumuza atıp bu sefer de kayaç örneklemesine başlıyoruz. Şanslıyız ki M-vent’tin kayaç yapısı manipülatör kol ile örneklememize uygun. Bu sayede sepetimize biraz da olsa hidrotermal baca kayaçları toplayabiliyoruz.

Son olarak kimyasal ölçümler için sensörümüzü, voltametriyi, Alvinella örneklediğimiz baca kısmına getirip üç farklı ölçüm yapıyoruz. Bu ölçümler için en yüksek sıcaklığın 40oC olması gerekiyor. Bunun için tekrardan sıcaklık ölçümleri yapıp, sensörümüz için en uygun alanları tespit ediyor ve de son ölçümlerimizi de başlatıyoruz. Her ölçüm için yaklaşık 2.5 dakika bekleyip M-vent’ten ayrılıyoruz.

Normalde planımızda olan Biovent-9’a baterimiz azaldığı için ne yazık ki gidemiyoruz. Geri dönüş için izinlerimizi aldıktan sonra yüzeye çıkmaya başlıyoruz. Bu arada da bazalt kaplı yüzeylerin üzerinden geçiyor ve de farklı farklı kayaç yapıları görüyoruz.

Çıkmadan önce pilotumuz Benen bize sürpriz yapıyor ve de denizaltını kullanmak ister misiniz diyor. Kim istemez ki! Heyecan dorukta. Araba kullanamayan ben denizaltı mı kullanacağım diyorum içimden; ama tabi bu fırsatı da tepmiyorum. Pilotumuzun koltuğuna güzelce kurulduktan sonra başlıyorum sürmeye. Biraz ileri, biraz sağa, dur biraz da sola. Oh, debriyajmış frenmiş bir şey yok. Hazır trafik de yok ben alır başımı giderim. Haydi bana eyvallah!

Benim de sevdiklerime bir sürprizim var. Yanımda onların fotoğrafları ile geldim. Bir nevi onlar da benimle birlikte daldılar. Bu da çok ayrı bir heyecan.

Artık bir kahveyi hakkettik. Pilotumuz Benen, bana ve de Julia’ya kahve koyuyor. Tatlı bir sohbet eşliğinde kahvelerimizi içerken şarkı da açalım mı diyor. Açacağı şarkıyı beklerken bir anda kulağıma tanıdık bir melodi geliyor. Yoksa diyorum ve şarkının sözleri dökülüyor: “Bana kaderimin bir oyunu mu buuu aldı sevdiğimi verdi zulümüüü…” Orhan baba? Hem de Alvin’de! Yok artık! Şaşkın şaşkın Benen’e bakıyorum. Bu şarkıyı da bilemezsin diyorum. Sırıtıyor. Meğerse bir gece öncesinde 2. kaptanımız Yunus, hiçbir şey deme ve direk bu şarkıyı çal diyerek aslında unutulmayacak bu anların ilk tohumunu atmış. Denizaltında olmak yeterince fantastik geliyorken şu an elimde kahvemle 2500 metrede Orhan Gencebay dinlemek bu anları daha da fantastik bir hale getiriyor. Buradan da selamlar olsun!

Artık yüzeye çok yakınız. Tekrardan okyanusun o şahane maviliğine kavuşuyoruz. Biraz zaman geçtikten sonra bizi gemiye alıyorlar ve Alvin’in kapıları açılıyor. İlk olarak ben çıkıyorum. Alkışlar eşlik ediyor bana. Merdivenlerden usul usul iniyorum. Hocam, grup arkadaşlarım ve de diğer sefer arkadaşlarım beni bekliyor. Hem de ellerinde kovalarla. İlk dalış sonrası adettir. 3 büyük buz dolu kova eşliğinde güzelce bir ıslama olur. Bazen de küçük muziplikler. Nitekim benim için de bir şeyler hazırlamışlar. Mustafa Hocam önce argon gazı ile şişirilmiş glove bag’i boynuma takıyor ve başlıyor hikayeyi anlatmaya:

2500m’ye daldıktan sonra yeni bir tür haline gelen canlımız Hilallella Curis. Kendisi derin deniz canlısı. Argon ve de amin ile muamele edildi (bunlar benim deneylerimde en sık kullandığım işlemler). %10 seyreltmemiz gerekiyor. O yüzden haydi ıslatmaya!!!

Günü yorgun ama mutlu bir şekilde sonlandırıyorum…

İlk dalış güncelerimiz burada bitiyor ama ilerleyen günlerde bizler Pasifik seferindeyken karşılaştığımız çok nadir bir olayı sizlerle paylaşacağız. Bizleri takipte kalın!

Dalışımızın ilk dakikalarında bize eşlik eden köpek balığı
Q-vent’te Manipulatör kol ile sıcaklık (sol ve orta) ve Major ile (sağ) örneklemeler
Alvinella’lar (Sol: M-vent üzerinde, Orta ve Sağ: Lab incelemeleri)
Dalışta gördüğümüz farklı kayaç yapıları
Alvin Dalış Ekibi (Soldan sağa: Julia Hubbard, Benen ElShakhs ve Hilal Cura)
Ve ilk Alvin dalışımdan Hilallella Curis olarak çıkmışımdır (:
« Okyanusun 2563 metre derinliğinden Dünya’ya döndüm! – Yağız Demir (26 Nisan 2025)
ARAŞTIRMA GRUBU WEBSİTESİ

Araştırma Seferleri

  • 2017 Alvin Pasifik Seferi
  • 2018 Atlantik Seferi
  • 2021 DEEPREDOX Seferi
  • 2025 DEEPTRACE Pasifik Seferi

İstatistikler

  • 34.050
  • 14.639

Son Yazılar

  • 2500m’ye daldıktan sonra kendisi artık Hilallella Curis! – Hilal Cura (27.04.2025)
  • Okyanusun 2563 metre derinliğinden Dünya’ya döndüm! – Yağız Demir (26 Nisan 2025)
  • Bir İlk Dalış Macerası Daha Sizlerle – Nimet Alımlı (19.04.2025)
  • Bir Türk Kadın Araştırmacı İlk Kez Pasifik Okyanusu Derinliklerinde! – Suna Tüzün (16.04.2025)
  • Pasifik 2025 Seferinin İlk Dalışı: 8 Yıl Sonra Derinlere Dönüş – Mustafa Yücel (11.04.2025)
  • Atlantis Gemisinde Buluşma ve Çalışma Alanına Seyir: Hazırlıklar Başlıyor
  • ERC DEEPTRACE Pasifik Okyanusu 2025 Seferi Başlıyor
  • 2021 DEEPREDOX Seferi Video Blog Serisi
  • Serpentinleşme: Yaşamın Dünü, Bugünü ve Yarını
  • Yastık Bazaltları, Heybetli Bacalar ve Karides Tarlaları: Broken Spur’da Üç Uzun Dalışın Ardından İzlenimler

Son yorumlar

  • 3 hidrotermal baca, 12 Riftia ve 2500 metre: Alvin’in 4880’inci, benim birinci dalışımdan gözlem notları için hilal cura
  • Derin denizlerde yaşayan sıcaklık rekortmeni: Pompei Solucanı için ahmet
  • Sıra bizde: Seferin üçüncü dalışını Batuhan ve Mustafa yaptı! için Baris Ozalp
  • İşaretleyicilerimiz okyanus tabanında! için Nilüfer Ağırdır
  • Deniz tabanında bir araştırma laboratuarı için Alper GİRGEÇ
  • Deniz tabanında bir araştırma laboratuarı için Serdar SAKINAN
  • Sıra bizde: Seferin üçüncü dalışını Batuhan ve Mustafa yaptı! için Caner PENSE
  • 3 hidrotermal baca, 12 Riftia ve 2500 metre: Alvin’in 4880’inci, benim birinci dalışımdan gözlem notları için Münevver Nehir
CyberChimps ©2025