Kendi İdrarını İçmek Nasıl Bir Şey? Şerefe!

Views: 185

Jeff Williams, NASA Astronotu ve uzayda en çok kalan ABD’li unvan sahibi

Dünya’da her suyun tadı aynı değildir. Bazısı lezizdir, bazısı da içindeki mineraller ya da metallerden yüzünden ağzınızda kötü tat bırakır. Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaysa (UUİ) geri dönüştürülmüş ter ve idrar içtiğimiz halde durum böyle değil. Suyun hiçbir sıra dışı tadı ya da kokusu yok. Hem su hem de suyla yaptığımız içecekler tutarlı bir şekilde enfes oluyor. İstasyonda atık su arıtma süreci Dünya’nın doğal su döngüsünden daha farklı değil. Dünya’da su akıyor, buharlaşıyor, bulutlara dönüşüyor ve yağıyor. Gezegenin su döngüsü kirli bulduğumuz suyu içilebilir suya dönüştürüyor. UUİ’nin sistemleri de aynısını yapıyor. Suyu hemen her gün test ediyoruz, o yüzden içme suyumuzun temiz olduğu konusunda içimiz rahat. NASA’nın bu konudaki standartları çok sıkı. Sürekli şakasını yapıp duruyoruz ama aslında içme suyumuzun eskiden ne olduğunu pek düşünmüyoruz. İstasyonda şu ana kadar 55 kişiyle görev yaptım; içlerinden birinin bile suyu içmekte tereddüt ettiğini görmedim. Biz Rusların idrarını içiyoruz, onlar da bizimkini.


Yazar: Sarah Fecht, Popular Science Türkiye, Mart 2017, s.84.

Karanlık maddenin manyetik işareti görüldü!

Views: 133

Kainatın bileşenlerinden olduğu düşünülen karanlık maddeyi bulmak için yapılan çalışmaların sonuç vermiş olabileceği belirtiliyor.

Uzayın derinliklerini gözlemleyen bir manyetik ölçüm cihazının “sıfır” gösterdiği yerde karanlık maddenin “görülmüş” olabileceği düşünülüyor. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda uzayın derinliklerine bakmak için oluşturulan proje, 2 milyar dolara mal oldu. Karanlık maddenin kainattaki çekim alanlarından belki de en büyüğü olduğu düşünülüyor ancak varlığı bugüne kadar ispatlanmadı.

Alfa Manyetik Spektrometre

Karanlık maddenin varlığını fark ettiği düşünülen cihaz Alfa Manyetik Spektrometre (AMS). Cihaz kainatta var olan yüksek enerji yüklü parçacıkları ya da kozmik ışınları araştırıyor. AMS’nin, karanlık maddenin “yok oluş”unun kanıtı olabileceği söylenen bir durumu tespit ettiği söyleniyor; “yok oluş”, karanlık maddenin kendi içindeki çarpışmalarını ifade etmek için kullanılan bir kavram. Bilim insanları karanlık maddenin varlığının ispatlanmasının önünde daha uzun bir yol olduğunu belirtiyor.

“Görülemiyor, fark edilebiliyor”

Karanlık maddenin kainattaki kütlenin büyük bölümünü oluşturduğu düşünülüyor; teleskoplar aracılığıyla görülemiyor ancak uzay bilimciler, “varlığını”, varlığı görülebilen diğer uzay cisimleri üzerindeki etkisi nedeniyle fark edebiliyor.  “Yıldız kümeleri, örneğin, karanlık maddesiz olarak bir döngü içinde olamaz ve formlarını koruyamazlar.” deniyor.  AMS projesinin sözcülerinden Profesör Sam Ting “Bu projeyi hayata geçirmek için 18 yıl geçmesi gerekti; artık çok dikkatli bir şekilde ilerlemek istiyoruz.” diyor. Ting, çalışmayla ilgili sonuçları kesinlik elde ettikten sonra açıklayacaklarını söyledi.

 

Kaynak: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/04/130403_karanlik_madde.shtml