Nesnelerin İnternetine İlham Veren Bir Bakış

Views: 25

Farklı amaçlar için geliştirilmiş küçücük algılayıcılardan kocaman buzdolaplarına kadar, internete bağlı cihazlardan oluşan nesnelerin interneti kavramı pek çok yeni fırsatı gündeme getiriyor. Peki, önümüzdeki dönemin en önemli teknolojileri arasında yer alan nesnelerin interneti ile neler yapılabilir, nasıl projeler üretilebilir? Bu konuda biraz başkalarından ilham almak isterseniz, İngilizce dilinde sunulan https://www.codemade.io/ adresini ziyaret edebilirsiniz. Mini bilgisayarlardan otomatik çiçek sulayıcısına, dokunmadan çalışan dokunmatik ekranlardan mini robotlara kadar pek çok projeyi bu adreste bir arada bulmanız mümkün. Üstelik projelerin çoğuna tıkladığınızda nasıl yapılacaklarına dair detaylı yönergelere de ulaşabiliyorsunuz. Konuyla ilgileniyorsanız ara sıra ziyaret etmenizde fayda var.


Yazar: Levent Daşkıran, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Şubat 2017, s.22.

Vitamin Haplarındaki Tehlikenin Farkında Mısınız?

Views: 115

Kanser hastalarının hatta sağlıklı bireylerin en sık sorduğu sorulardan biridir: Düzenli olarak her gün vitamin hapı kullanalım mı? Bu sorunun cevabını hemen verelim: HAYIR. Vitamin eksikliği olmayan, dengeli beslenen, sofrasında taze sebze ve meyveleri eksik etmeyen bireylerin fazladan kullanacağı bazı vitamin hapları bırakın faydalı olmayı, sağlık açısından son derece tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Serbest radikallerle ilgili olarak bilimsel doğruluğu ispatlanmamış bir takım hipotezlere dayanan ve başta C vitamini kullanımı ile 1970’li yıllarda başlayan bu tehlike modayı bir an önce etkili kampanyalarla sona erdirmek gerekiyor. O dönemde Nobel ödüllü bilim insanı Linus Pauling özellikle antioksidan özelliği olan vitamin tabletlerin gribe, soğuk algınlığına, kansere, yaşlılığın geciktirilmesine ve hatta AIDS’e bile çare olabileceğini öne sürmüştü.

Bu sansasyonel ifadeler doğal olarak vitamin haplarının satışında patlamaya neden oldu. Çoğu kişi hiç ihtiyacı olmadığı halde bu hapları çerez gibi yutuyordu. Her gün günlük ihtiyacından 50 kat fazla C vitamini kullanan ve C vitamininin kansere karşı önleyici olabileceğini savunan Pauling 1994’te prostat kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Acaba Pauling ölümünden sonraki bilimsel araştırmaları görse bu çılgınlığa devam eder miydi ya da özür diler miydi? Bunu asla bilemeyiz. Ancak bilimsel gerçekler maalesef çok acıydı.

  • ABD Ulusal Kanser Enstitüsü bir çalışma sonucunda 2007’de multivitamin içerikli tablet kullanan erkeklerde prostat kanserine bağlı ölüm riskinin, vitamin tableti kullanmayanlardan 2 kat fazla olduğunu bildirdi.
  • Benzer şekilde 2011’de 35.533 sağlıklı erkek üzerinde yapılan bir çalışmada E vitamini ve selenyum tabletlerinin prostat kanseri riskini %17 oranında artırdığı bildirildi.
  • Finlandiya’da yapılan bir çalışmada ise sigara içen 29.133 kişinin bir kısmına beta karoten verildi. Sonuç ne mi oldu? Akciğer kanseri oranı beta karoten kullanan bireylerde kullanmayanlara göre %16 fazlaydı.
  • Başka bir bilimsel çalışmada on yıl süresince bir çeşit B vitamini olan folik asit kullanan menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri görülme oranı kullanmayanlardan %20 fazlaydı.
  • Bir diğer çalışmada da, beta karoten ve A vitamini hapları kullanan erkeklerde akciğer kanseri %28 artış gösterdi. Çalışmanın dördüncü yılında saptanan bu ölümcül sonuç nedeniyle çalışma hemen durduruldu.
  • Danimarka’dan bildirilen yeni bir araştırmada kanında D vitamini seviyesi normalden yüksek bulunanlarda felç veya koroner arter hastalığına bağlı ölüm riskinin belirgin şekilde arttığı saptandı.

Vücudumuz ihtiyacı olan vitamini rahatlıkla günlük gıdalardan karşılayabilir. Dolayısı ile dengeli beslenin, taze sebze ve meyveyi sofranızdan eksik etmeyin, gerisini de merak etmeyin. Zaten vitamin düzeylerinizde herhangi bir eksiklik saptanırsa, doktorunuz bu eksikliği gidermek için gereken takviyeyi yapacaktır.

Vitaminleri doğal yolla hangi gıdalardan alabiliriz?

  • Vitamin A: Yumurta, karaciğer, süt, havuç, yeşil sebzeler, ceviz, balık yağı
  • Vitamin D: En önemli kaynak güneş ışığıdır. Karaciğer, balık, yumurta, tereyağı, peynir, mantar
  • Vitamin E: Bitkisel ve sıvı yağlar, kırmızı et, karaciğer, tahıl ürünleri
  • Vitamin K: Yeşil sebze, karaciğer. Vücudumuzdaki yararlı bakteriler tarafından da üretilir.
  • Vitamin C (Askorbik Asit): Turunçgiller, koyu yeşil sebzeler ve patates
  • Vitamin B1, B2, B3, B5, B6, B7, B9, B12: Tahıllar, yeşil sebzeler, baklagiller, et, karaciğer, balık, süt ürünleri, kuruyemişler

Sonuç olarak sansasyonel konuşan, popülist söylemlerle bildiklerini sanki kesin ve mutlak doğru bilgiymiş gibi sunanların önerilerine uymadan önce bir değil, bin defa düşünmek gerek.

Lao-Tzu’nun bir özlü sözüyle bitirelim bu ayki yazımızı:

Bilmediğini bilmek en iyisidir.

Bilmeyip de bildiğini sanmak tehlikeli bir hastalıktır.


Yazar: Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Şubat 2017, s.78-79.

Kadir Sistemi

Views: 162

Kadir sistemi astronomik nesnelerin parlaklığının logaritmik bir ölçüsüdür. Bir cisim ne kadar parlak olursa, kadir değeri o kadar düşük olur ve en parlak yıldızlar negatif değerlere ulaşır. Ay’dan sonra gece gökyüzünün en parlak gök cismi olan ve kadir değeri -1,5 olan Sirius yıldızı, örneğin 15. kadirden bir yıldızdan yaklaşık dört milyon kat daha parlak demektir.


Kaynak: TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Ocak 2017, s. 55

Gök Gürültülü ve Fırtınalı Havalarda Yağan Yağmurun İçeriği Farklı Mı?

Views: 1843

Atmosferin yüzde 78’i azot; yüzde 21’i oksijenden oluşuyor. Geriye kalan kısmıysa su buharı, argon, karbondioksit, neon, helyum, metan, kripton, hidrojen, ozon ve ksenondan ibaret. Azotun bu kadar yoğun oranda bulunmasının birkaç nedeni var ama genel olarak özetlersek; azot molekülleri, oksijen gazı moleküllerine göre daha kararlı. Örneğin Güneş ışınları karşısında kolayca parçalanmaz, atmosferde gerçekleşen tepkimelerden etkilenmezler. Azot, iki atomdan oluşuyor ve bu iki atom arasındaki bağ çok kuvvetli. Bu bağı kırmak için muazzam bir enerji gerekiyor. Gök gürültülü ve fırtınalı havalarda oluşan şimşek ve yıldırımlar, azotun atomlarını birbirinden ayıracak enerjiyi ortaya çıkarabiliyor. Bu gerçekleştiğinde, azot atomları serbest kalıp atmosferdeki oksijen ile birleşiyor ve nitrat oluşuyor. Nitrat, yağmur suyunda çözülebildiği için bu tür havalarda yağan yağmur diğerlerine oranla yüksek derecede azot içeriyor. Bitkilerin bir kısmı azot yerine nitratı kullanıyor. Yani gök gürültülü, bol şimşekli havada yağan yağmurlar bitkiler âlemi için gübre kadar değerli…


Kaynak: Popular Science Türkiye, Şubat 2017, s.95.