Gökyüzünün Bitip, Uzayın Başladığı Yer Neresi?

Views: 926

Gökyüzü sadece tepemizde değil; ayaklarımızı bastığımız yerden başlıyor ve atmosferin tamamını içeriyor. Atmosferin de katmanları var. Everest Dağı’nın tepesinde duracak olsak, atmosferin en alt katmanı troposfere denk geliriz. Bir üst katmansa stratosfer. Bunun da üstünde 85 kilometre yüksekliğe dek uzanan mezosfer bulunur. Daha yukarıda ancak uzay araçlarının çıkabildiği termosfer var. Son olarak en üstte yer alan ekzosfer ise 10 bin kilometreye kadar uzanır. Bu ekzosferin bittiği yerde uzayın başladığı anlamına gelmiyor. Aslında uzay, ayaklarımızın bastığı yerden 100 kilometre yüksekte (atmosferin içinde) başlıyor. [Uzay aracı ve roket üreticisi SpaceX firması tarafından 1 Mayıs 2017 tarihinde ABD ordusu için gönderilen uydunun fırlatılışı için bağlantı adresi paylaşılan videoyu seyredebilir ya da 100 km yükseklikten dünyayın nasıl göründüğünü görebilmek için videonun 14.dakikasının 46. saniyesine bakabilirsiniz. https://goo.gl/8yWd42 ]


Kaynak: Popular Science Türkiye, Şubat 2017, s.94.

Ordan Burdan

Views: 212

  • Şu anda Dünya yörüngesinde dönen 300 bin parça uzay çöpümüz varmış. Ki uzaya gönderilen her 1kg yükün ortalama maliyeti 20-25 bin dolarmış.
  • Vücudumuzun ısı kaybı %80 oranında kafa kısmından gerçekleşiyormuş. O zaman neden “Ayağını sıcak tut, başını serin” demişler merak ediyorum 🙂
  • İnsan beyni, tüm vücudun %2’sini oluşturuyor ama vücut enerjisi ve oksijenin yüzde 20’sini kullanıyormuş.
  • Sıradan bir Güneş patlaması 100 megatonluk atom bombasının milyonlarcasına eşdeğer enerji salabiliyormuş.
  • Günümüz teknolojisi ile Dünya’dan en çok uzaklaşan nesne olan Voyager 1 uydusu, 37 yıllık bir yolculuğun ardından sadece 0,004 ışık yılı mesafe gidebilmiş. Bu yüzden yıldızlar arası yolculuğu görmemiz pek mümkün gözükmüyor. Malum Güneş’ten sonra en yakın yıldız Alpha Centauri, yaklaşık 4.4 ışık yılı uzaklıkta…
  • Son olarak, bir kez su içebilmek adına, doğada yok olması için yüzlerce yıl geçmesi gereken bir malzemeyi kullanıyoruz. Sadece bir kez kullanıp attığımız plastik ambalaj ve şişeleri artık daha çevreci çözümlerle değiştirmemiz gerektiğini siz de düşünmüyor musunuz?

Kaynak: Popular Science Türkiye, Şubat 2017.

 

Bowling Topu Suda Yüzer Mi?

Views: 1024

Belki de birçoğumuz bu soruya “Mümkün değil” yanıtını verecektir. Gülle gibi topların suda yüzdüğü nerede görülmüş, değil mi? Peki tekrar düşünmeye ne dersiniz?

Bir cismin suda batıp batmayacağı cismin toplam yoğunluğuna bağlıdır. Toplam yoğunluğu, suyun yoğunluğundan daha fazla olan cisimler batar. Suyun yoğunluğu santimetre küp başına 1 gramdır. Yani yoğunluğu 1 gr/cm3’ten fazla olan cisimler suda batar.

Bir cismin yoğunluğu, kütlesinin toplam hacmine oranıdır. Bowling topları yaklaşık aynı büyüklükte ve hacimde olsalar da kütleleri farklı olabilir. Bowling toplarının standart kütleleri 2,7 kg ile 7,2 kg arasındadır. Bu durumda aynı hacimdeki topların suda batıp batmayacağını kütleleri belirler. Bowling toplarının içinde bulunan boşluklar hesaba katılarak elde edilen hacim göz önünde bulundurulduğunda kütlesi yaklaşık 5,5 kg’ın üzerinde olan bowling topları suda batarken, daha hafif olan toplar yüzer. Yine de ikna olmadınız mı? O zaman takip eden adresteki videoyu seyredebilirsiniz: https://goo.gl/cxTmeC


Yazar: Pınar Dündar, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Ocak 2017, s. 37

Bold.io ile Yazdıklarınızı İnternet Üzerinden Kolayca Yayımlayın

Views: 274

Oturup bir şeyler yazmak, sonrasında bunu okunaklı ve göze güzel görünecek bir şekilde internet üzerinden paylaşmak istediniz. Ama ne o tip bir siteye üyesiniz ne de kendinize ait bir blog sayfanız var. Böyle durumlarda en kolayı Bold.io sitesinden yardım almak. http://bold.io adresine girdiğinizde düzenli ve temiz bir sayfa eşliğinde aklınızdakileri yazabileceğiniz bir alanla karşılacaksınız. İsteğe bağlı yazar adı ve başlık kısımlarını doldurduktan sonra tek yapmanız gereken aklınızdakileri yazmak ve sağ üst köşedeki Publish butonuna tıklamak. Tabii siz yine de “nasıl olsa siteye koydum” demeden yazdıklarınızın bir yedeğini tutmayı ihmal etmeyin.


Yazar: Levent Daşkıran, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Ocak 2017, s. 10