Diyarbakır Karacadağ Eko-Endüstriyel Park

Yeni Nesil Sanayi Bölgeleri içinde tanımlanan eko-endüstriyel parklar, Yenilik, teknolojik geliştirme ve yeni bilginin ticarileştirilmesi odaklıdır. Bu anlamda çevreye duyarlı tasarımları ve operasyonlarının yanı sıra ekonomik gelişimin de sürdürülebilirliğini ön plana almaktadır. Eko-endüstriyel parkların, Dünya Bankası ve UNIDO’nun raporlarına göre ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere üç ana başlıkta çeşitli faydaları vardır. Bunlar başlıca, yeşil finansmana erişim, yeni ve yüksek hacimli istihdam yaratılması, iş ve işçi güvenliğinin arttırılması, karbon salımlarının azaltılması, atık, enerji ve kaynak yönetiminin sağlanmasıyla bu kaynakların verimliliğinin arttırılmasıdır. Mekansal açıdan bakıldığında eko-endüstriyel parklarda akıllı binalar, çevresel yönetim için veri izleme sistemleri, yeşil ve kamusal açık alanlar, teknoloji geliştirme alanları ve sektörel kümelenme bulunabilir.

Buradan yola çıkılarak bakıldığında Diyarbakır Karacadağ Eko-Endüstriyel Park’ın “Yeşil Kampüs ve Yeşil Bina Stratejileri”, “İnovasyon ve Eğitim Stratejileri”, “Kentle Bütünleşme” ve Dijital Akıllı Yönetişim Stratejileri” olmak üzere 4 temel stratejisi bulunmaktadır.

Yeşil Kampüs Stratejileri temel olarak sanayi kampüsünün karbon ayak izini azaltmaya, enerji verimliliğini arttırmaya ve kaynak ve atık yönetimi sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirmeye yönelik stratejilerdir. Yeşil Bina stratejileri de mekânsal açıdan çok önemlidir. Sanayi yerleşimi içerisindeki binaların enerji verimli, su verimli olması, yağmur suyunu geri dönüştürebilen, yerel fiziksel eşiklerle uyumlu olması yeşil kampüs stratejileri açısından önemli bir bileşendir. Kümeleme stratejilerinin yer seçimine yönelik kriterleri de bu stratejinin içerisinde yer alır. Hava, su, gürültü kirliliği gibi faktörlerin yanı sıra ulaşım ve altyapı gibi kriterler de kümeleme stratejilerinin çerçevesini oluşturur. Diyarbakır Karacadağ Eko-endüstriyel Park için başvuran firmalar incelendiğinde Mobilya, Gıda ve Makine sektörlerinin alan içerisinde kümelenmeler oluşturabileceği düşünülmüştür. Bu kümelerin yer seçim kriterleri de sektörlerin ürettikleri atıklar, kirlilikler ve ulaşım ile ilişkileri değerlendirilerek belirlenmiştir.

İnovasyon stratejileri özellikle teknoloji geliştirme alanları ve üniversiteler ile işbirliklerini kapsar. Yeni nesil sanayi alanlarında artık üniversitelerin sanayi bölgeleri içerisinde yer seçtiğini görüyoruz, bu teknoparklar aracılığıyla olabildiği gibi doğrudan fakültelerin yer seçimi şeklinde de olabilir. Alan içerisinde yer seçmesi beklenen İnovasyon ve AR-GE merkezi de yeşil kampüs içerisindeki faaliyetlerin inovasyonla buluşacağı bir birim olarak planlanmaktadır. Alan içerisinde bulunması planlanan meslek lisesi ile çeşitli işbirliklerinin geliştirilmesi de önemli stratejilerden biri olacaktır.

Kentle Bütünleşme, yeni nesil bir sanayi alanı için oldukça önemli bir kriterdir. Bu anlamda kampüsün bir cazibe merkezi haline gelmesi hedeflenir. Bunu sağlamak için ana stratejilerden bir tanesi açık ve yeşil kamusal alanlar olup ikincisi de sanayi alanı içerisinde çalışanlar haricindeki insanların da gelip vakit geçirebileceği sosyal birimlerin kurgulanmasıdır. Ayrıca idari alanların içerisinde olması planlanan bir sürekli eğitim merkezi de hem sanayi birimlerinde çalışanlar hem de kentliler tarafından aktif kullanılması beklenen bir alan olacaktır.

Dijital akıllı yönetişim stratejileri tüm alanın yönetişimini kapsamaktadır. Bu stratejilerin içerisinde gerçek zamanlı veri izleme teknolojilerinin kullanılmasıyla karar vericiler için bir karar destek sistemi oluşturulması hedeflenir. Bunun yanı sıra, elektrik, su ve doğalgaz kullanımlarının düzenli olarak izlenmesiyle kayıp kaçakların önüne geçilmesi yönetişim stratejileri açısından önemlidir. Bu izlemeleri yapabilmek için SCADA uzaktan kontrol/kumanda sisteminin oluşturulması gereklidir. Bu hem enerji verimliliği arttırmak hem de kullanım miktarlarını denetleyerek oluşabilecek anomali durumlarının saptanması ve çözümlenmesi için önemlidir. Akıllı trafik sinyalizasyon sistemleri ve akıllı dış mekân aydınlatmaları da yine uzaktan kontrol edilebilir ve sorunlara müdahale edilebilirliği arttırmaktadır. Şikayetlerin yönetimi de bir akıllı yönetişim mekanizması için oldukça önemlidir. Bu yönetişim de kitle kaynak yöntemlerinin kullanılmasıyla, trafik, altyapı, üstyapı ve hasar bildirimi konularında olması düşünülmüş ve bu sayede sorunların anında tespit edilmesiyle birlikte dijital bir katılım da sağlayacaktır.