

İyonya, Antik Yunan, Lidya ve Roma İmparatorluğu… Hepsinin ortak noktası ise sayısız antik medeniyet gibi uzun yıllar boyunca yerleşim alanı olarak Türkiye kıyılarını tercih etmiş olmaları. Aslına bakarsanız insanlar tarih boyunca hep su kaynaklarının yakınlarına yerleşmeyi seçmiştir. Kıyı bölgelerine büyük şehirler kurulmuş, limanlar yapılmış ve bu alanlar zaman içinde hem ticaretin hem de eşsiz bir kültür alışverişinin merkezi haline gelmişlerdir. Ülkemizde de bu şekilde tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve günümüzde bu medeniyetlerin her birinin miraslarını halen görebildiğimiz kıyılar mevcut! İşte böylesi kıymetli bir coğrafya, bugün geldiğimiz noktada benzersiz bir yok oluş tehlikesi ile karşı karşıya. Bu tehlikenin en önemli sebeplerinden biri ise küresel ölçekte deniz seviyesi yükselmesine sebep olan iklim değişikliği.

İnsanlığın geçmişine ışık tutan bu mirası korumak için öncelikle riskleri ve kırılganlığı anlamak gerekmektedir. İşte tam da bu amaçla yürütülen bu proje, kıyı bölgelerinde bulunan kültürel miras alanlarının deniz seviyesi yükselmesi ve etkilerine karşı kırılganlığını değerlendirmek üzere kapsamlı bir model geliştirmeyi ve bu model ile ulusal ölçekte bir tarama işlemi yapmayı amaçlamaktadır.
Kırılganlık Değerlendirmesi Nedir?
Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) kırılganlık tanımı için oldukça kapsamlı bir yaklaşım önermektedir. Bu yaklaşım, kırılganlığı yalnızca çevresel faktörlere maruziyetin bir sonucu olarak değil, toplumun ve ekosistemin bu çevresel faktörlere olan tepkisini de kapsamaktadır. İşte bu yaklaşımla tanımlanan “kırılganlık”, üç farklı elementten oluşmaktadır.
Maruziyet
Kültürel miras alanlarının iklim değişikliğine ve bu değişikliğin sonucunda ortaya çıkan etkilere ne ölçüde maruz kaldığı değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme, fiziksel ve atmosferik koşulları kapsayan çevresel etkileri kapsamaktadır.
Hassasiyet
Kültürel miras alanının malzeme özellikleri ve fiziksel koşullarından dolayı çevresel tehditlere karşı ne kadar savunmasız olduğu değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme, kendilerine has koşullar sebebiyle ilgili alanların, saptanan çevresel tehlikelere karşı ne kadar hassas olduğunu ortaya koymaktadır.
Uyum Kapasitesi
Kültürel miras alanlarının planlanacak uyum ve önlem çalışmaları için sahip oldukları güçlü yönler değerlendirilmektedir. İlgili alanın koruma derecesinden bölge halkının iklim değişikliği konusundaki farkındalığına kadar çok sayıda koşul, bu alanın uyum kapasitesini belirleme sürecinde göz önünde bulundurulmaktadır.

Proje kapsamında yapılacak kırılganlık değerlendirmesi, ulusal ölçekte bir çalışma olması sebebiyle öncü bir çalışma niteliğindedir. Ülkemizin kıyı alanlarında yer alan kültürel miras alanlarının, proje kapsamında fiziksel ve sosyal parametreleri bir arada değerlendiren bir model ile analiz edilmesi amaçlanmaktadır. Bu sebeple de farklı alanlardan uzmanlar bilgi birikimlerini birleştirerek proje ekibinde yer almaktadır.
