Değerli Öğretim Üyeleri

Mensubu olmaktan büyük gurur duyduğum Üniversitemizin 12 Temmuz 2016’da yapılacak olan rektörlük seçiminde aday olmaya karar verdim. 60. yılımızı kutladığımız bu yıl talip olduğum bu görevin farklı sorumluluklar yükleyen, meşakkatli ancak aynı zamanda çok onurlu bir görev olduğunun bilincindeyim.

Aday olurken, sahip olduğum idari tecrübeyi, örgütlenme ve altyapı hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Üniversiteye giriş sistemi, lisans eğitimi, lisansüstü eğitim, araştırma ve topluma hizmet konularında görüş ve önceliklerimi ise takip eden haftalarda sizlerle paylaşmak isterim.

1973 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun oldum. Takiben Cambridge Üniversitesinde doktoramı yaptım. Sheffield Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesinde birer yıl “Doktorasonrası Araştırmacı ” olarak çalıştıktan sonra 1980 yılında Üniversitemiz Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nde görevime başladım. Bu süreç zarfında 1989-90 yıllarında yedinci yıl iznimi Kanada McMaster Üniversitesi’nde ve ABD Los Alamos National Laboratory’de kullandım.

1994-96 yılları arasında iki yıl bölüm Başkan Yardımcılığı görevinde bulundum. Takiben 1996-2003 yılları arasında Fen Bilimleri Enstitüsü’nde görev yaptım. Enstitü’de Eğitimden, Mimarlığa, Fen Bölümlerinden Mühendisliğe farklı görüş ve yaklaşımları bir arada harmanlayan uyumlu ve verimli olduğunu düşündüğüm 7 yılı aşkın bir yöneticilik tecrübem oldu. Bu süreç içerisinde Rektörlüğümüzün öncülüğünde Sosyal Bilimler ve Enformatik Enstitüleri ile birlikte lisansüstü eğitim ortamımızın verimli hale getirilmesi için yeni programlar başlattık. Bir Anadolu’yu Dönüştürme projesi olarak ÖYP başlattığımız bu programların en önemilisidir. Bugün farklı üniversitelerde ODTÜ kültürü ile görevlerini sürdüren 500’un üzerinde öğretim üyesi verilen bu emeklerin  karşılığıdır. Takiben 2005-2012 yılları arasında yine 7 seneyi aşkın bir süre Bölüm Başkanlığı görevini sürdürdüm. Eskiyen araştırma altyapımızı ve laboratuvarlarımızı bölüm öğretim üyelerimizle birlikte oluşturduğumuz projelerle yeniledik. Bu süre zarfında Bölüm olarak – diğer Bölümlerimizde de olduğu gibi- en önemli kazancımız Üniversitemize kazandırdığımız genç öğretim üyeleri olmuştur.

Kuruluşundan bu yana  şüphesiz Üniversitemiz çok önemli mesafeler kat etti. Bugün verdiği eğitim, mezunları ve mezun örgütlenmesi, teknoparkı, geliştirme vakfı okulları ve her düzeyde uluslararası başarıları ile herkesin gıpta ettiği bir topluluğuz. Şüphesiz bu başarılarımız yöneticilerimizin, mensup ve mezunlarımızın olağanüstü çabalarının bir sonucudur. Belki burada olağanüstü olan diğer bir yön, tüm bu erişimleri 8-10 bin öğrenci için tasarlanmış bir idari yapılanma ile gerçekleştirmiş olmamızdır.

Üniversitemizin 8-10 bin öğrenciye sahip olduğu evrede ön planda olan amaç odaklı yaklaşımlarımızın sayılarımızın yükselmesi ile zaman zaman dikkatten kaçması normal karşılanmalıdır. Bununla birlikte aynı ivmeyi muhafaza edebilmemiz ancak enerjimizi içeride tüketmeyecek yeni düzenlemelerle mümkün olabilecektir. Üniversite Yönetim Kurulu’nda 3 yıl görev yapmış bir öğretim üyesi olarak yasal çerçevenin ne kadar belirleyici olduğunu biliyorum. Ancak yine de mevcut işlev odaklı lineer örgütlenmemizi, amaç odaklı yatay bileşenlerle nasıl destekleyeceğimiz, bu amaca yönelik başlamış olan uygulamaları nasıl arttıracağımız ele almamız gereken ana sorun alanlarımızdan biridir.

Yapı işlerimizin Üniversite’mizin gitgide artan bakım onarım, yenileme, yeni bina ihtiyaçlarını mevcut yapı içerisinde karşılaması mümkün gözükmemektedir. Rektörlüğümüzce yeni hazırlanmış olan Mekansal Strateji ve Tasarım Kılavuzu ve konuya ilişkin olarak oluşturulması gündemde olan yetkili komisyon, yük paylaşımını mümkün kılacak bir zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda standart bakım onarım, mevcudu yenileme, güçlendirme vb. aktiviteler ilgili ana birimlerin sorumluluğuna bırakılırken, mimari bütünlüğün önem arz ettiği yeni bina, alle vb ortak mekanlara ilişkin faaliyetlerin Rektörlükçe yürütülmesi düşünülebilecek bir işbölümü modelidir.

İnsan gücü açısından da benzer zorluklarla karşı karşıyayız. İhtiyaç duyulan sayı ve nitelikte yeni eleman temini kısa vadede mümkün gözükmemektedir. Bu durumda ihtiyaç duyulan alanlarda idari personelimizin birden fazla birimde zaman paylaşımı esasında görev alacağı yeni bir modeli denememiz ve başarılı olması durumunda yaygınlaştırmamız bir çözüm alternatifi olarak ele almaya değer gözükmektedir.

Üniversite’mizin güzel bir geleneği adaylık sürecinde yapılan bölüm ziyaretleridir. Bölüm Başkanlarımızca birlikte belirlenecek bir zamanlama  içersinde sizleri ziyaret etmek, karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak, şimdiye kadar sürdürdüğüm temaslarla şekil kazanan yaklaşımları daha da olgunlaştırmak isterim.

Şüphesiz talip olduğum bu zor görevin altından kalkmak ancak sizlerin destek ve enerjisi ile mümkündür. Ülkemiz için, öncü ODTÜ’ye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu bilerek, dönüştürücü işlevimizi hep birlikte sürdürmeye devam edeceğiz.

Sevgi ve saygılarımla

Tayfur Öztürk