Bir onceki yazimdan bu yazima kadar belirli bir sure gecti ancak maalesef kod yazacak ne enerjiyi kendimde bulabildim ne de zamani. Ancak back-end dev. arkadasimla bir toplanti gerceklestirdik ve servisteki eksiklikleri, neler eklememiz gerektigini ve teste baslamasini konustuk. Postman uzerinden butun api’leri test edecek. Bende oradan hem servisleri hem request modelleri hem de respons’lari rahatca gorebilecegim. Ayni zamanda dun sirayla nasil ilerleyecegimi tekrar gozden gecirdim:
– Back-end ile Mobil baglantilarini tamamlayacagim. (Api’ler, modeller, domainler ve controller’lar yazilacak)
– Bazi tasarim hatalari cozulecek(Ornegin text’ler, 15PRO MAX de normal gorunurken A50 telefonumda cok buyuk gorunuyor) ve servislere gore duzenlenmesi gereken ui’daki kisimlari duzenleyecegim.
– Genel test surecine gececegiz. Yayinlamadan once genel test ettikten sonra uygulamayi Play Store ve App Store’dan yayinlayacagim ve belirledigim kisiler 1 hafta test edecek.
– Pazarlama sureci icin detayli bir planlama yapacagim. Burada elimden geldigince destek almaya calisacagim. Ozellikle A.(P.S.)dan ve cevremdeki guvendigim insanlardan…
– M.dan kulubun universiteye karsi sorumluluklarini ve uye aldiklarinda rapor gibi resmi isler varsa onlari ogrenecegim. Projeye buna gore ozellikler gelistirecegiz veya olanlari degistirecegiz.
Eventflow ile ilgili gelismeler bu sekilde. Psikolojik olarak kendimi iyi hissetmedigim icin kod kisminda gelisme elde edemedim.
===== Kisisel =====
Artik bu kadar baski olmasindan, bu kadar baskinin hayatimdan bir suru zaman calmasindan ve bunun anlamsiz olmasindan biktim. Kucuklugumden beri hep bir seylerin baskisi, hep kendimi bir seylere gore ayarlamak zorundayim. Ilkokul, ortaokul, lise, universite ve is hayati. Diyorum ki hayalimdaki rutinimi olusturayim, ‘kendime’ ve kendi projelerime odaklanayim… ancak hicbir zaman olmayacak gibi gorunuyor. Hep kendimi erteledim ve sonunda uni’ye geldim. Bir de ne goreyim: Ayni durum devam ediyor. Hicbir verim almadigim ve cogu anlamsiz olan derslere girmek zorundayim. Gecen 3.5 saat milimetrik kagida milimetrik grafik cizdirmeye zorladilar bizi mesela. Bizi ha yazilimci adamlari… Universiteler o kadar sacma ki bu sadece bir ornek. Ek olarak katilimi zorunlu oyle bir ders programi var ki hayatimda hicbir seye adam akilli odaklanamiyorum, ne spora ne kendi projelerime ne derse ne sosyal hayatima… Simdi diyorum adam akilli bir ogrenci olayim, universiteyi bitireyim, ondan sonra 1 sene tamamen kendime odaklanayim. Bu sefer de is hayatina girmem gerekiyor ve eger kendi isimi kuramamissam yine 8-5 calismam gerekiyor. Bu yuzden yine kendime odaklanabilecegim zamani bulamayacagim. Ayrica universiteden mezun olup 1 sene kendime odaklanayim dersem de bu sefer 1 sene issiz konumuna dusuyorum. Bu da sirketlerin oluculuk yaptigi hakkimizi yedigi istenmeyen durum anlamina geliyor. O yuzden bir sene universiteyi dondurup bir eve kiraya tasinip kendi hayalimdeki rutinimi olusturmak ve kendime(kendi projelerim, kendi vucudum, kendi mutluluguma vs.) odaklanmak istiyorum. Challenge gibi dusunebiliriz. Sifirdan bir senede maximum nereye ulasabilirsin, neyi basarabilirsin ? Ayrica belki bunu yaparsam mutlu olacagim. Onca basarili seye ragmen huzursuz hissettigimi ve mutlu olmadigimi soylemistim. Hatta hayatimin, hayatimizin yasadigimiz duygularin ve deneyimlerin ayni sekilde yasayacagimiz duygularin ve deneyimlerin anlamsiz olduguna dair felsefi ve bana gore mantikli gelen bir dusunceye kapilmistim. O da beni derine cekiyordu. Ta ki babamla konusana kadar…
O dusunceyi bosverecegim sadece huzursuz olmama deginecegim. Babam soyledikten sonra fark ettim. Kendime cok fazla sorumluluk yukledim. Koydugum hedeflerin o hedeflerin ve sorumluluklarin yarattigi baski altinda ezildim. Hala bir cocuk, buyumekte olan bir genc oldugumu unuttum. Aslinda bunu acmak istesem bu yazi o kadar uzar ki… Fakat, yarin 9.40 da yazilimcilik veya girisimcilik kariyerimde kesinlikle (!) kullanacagim bilgileri ogrenecegim cok ama cok onemli (!) bir dersim var ๐ Yine de babamla 9 ekimde konustugum 20 dakikalik benim icin cok anlamli olan bir konusma beni tekrar hayata bagladi diyebilirim. Yine sevdigim ve aklimda kaldigi kadariyla cumlesini paylasmak istiyorum. Hatirlamadigim kisimlari kendim doldurmus olabilirim ๐: – Cocukken isten yorgun argin eve geldigimde seni parka goturup orada saatlerce (4-5 saat olurdu genelde cok severdim) beklememin, seninle oynadigim oyunlarin, yaptigimiz maclarin bende yarattigi mutlulugu biliyor musun ? Bana gelmis duygularin anlamsizligindan, mutlulugu bulamadigindan falan bahsediyorsun. Birak onlari filozoflar dusunsun. Istedigin kadar hakli ol. Su an bile senin sesini duydugumda, eve geldigimde seni gordugumde, o kadar mutlu ve huzurlu hissediyorum ki… Gerisi umurumda degil, paraymis, yazilimmis, oymus buymus banane. Mutlulugu o kadar uzakta degil. Senin sesini duymak yeter oglum …
Leave a Reply