Budistler, Bo halkı ve Sagada halkı

Merhaba arkadaşlar, umarım keyifler iyidir, iyiyse ben tekrar anlatmaya başlıyorum. Budizm inancına göre insanların yeryüzündeki amacı gökyüzündeki anneye ulaşmalarıdır. 7. Yüzyıldan beri süregelen bu adete göre kişi öldükten sonra rahipler tarafından parçalara ayırılıyor ve daha sonrasında ise dağların tepesine, akbabaların yaşadığı yerlere bırakılıyor. Bu şekilde akbabaların yediği ruhların gökyüzündeki annelerine kavuştuğuna inanılıyor. Onlara göre gerçek mezarlık gökyüzünde oraya da sadece ruh çıkabilir. Böylece onları yiyen akbabalar onların ruhlarını oraya çıkarabilir. Bu tören normalde 1960’lı yıllarda yasaklandı ancak Budistler 1980 yılında tekrar izin aldı ve bu törenler bir şekilde devam ediyor. İşin ilginç bir tarafı ise ölen kişilerden kalan kişilerin uyluk kemiği ve kafatası kemiği saklanıp müzik aleti olarak kullanılıyor, bunun sebebi ise bu şekilde insanların ölüm korkularını aşması ve ölümün aslına korkunç bir şey olmadığını onlara gösterdiklerini düşünüyorlar. Tamam, kabul biraz vahşi ve korkunçtu. Şimdi bir önceki postta bahsettiğim gibi bundan sonra ikişer ikişer bahsedeceğim için diğer cenaze törenine geçiyorum. Bu gelenek “High Coffins” olarak geçiyor ve Çinin Bo bölgesi ve Filipinlerdeki Sagada halkı bu geleneği sürdürmektedir. Bu geleneğe göre cenazeler dağ yamaçlarına asılıyor ve böylece ruhları cennete yakın oluyor ve deprem ve sel gibi doğal afetlerden etkilenmiyorlar. Definden önce 5 gün boyunca ön merasim yapılıyor ve ölü beden bir sandalyeye oturtulup otlarla ovulup, tütsüleniyor. Bedenler cenin pozisyonunda tabuta konuluyor ve tabutlar normal boyda olmadığı için ölü kişi sığmadığı zaman kişinin bazı kemiklerini kırabiliyorlar. Bu ritüel kasabanın ileri gelenleri ve yaşlıları için düzenleniyor. Kişiler ölmeden önce kendi tabutlarını kendi tabutlarını sert ağaçtan kendileri ovarak hazırlıyor, eğer yapmayacak kadar yaşlı ve kötü durumdaysa çocukları ve yakınları yardım edebiliyor. Bu post için bahsedeceklerim bu kadardı, bir sonrakinde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın. 🙂

Toraja halkı

    Daha önce bahsettiğim gibi size bazı ülkelerin ilginç cenaze törenlerinden bahsetmek istiyorum. Bunların ilki Toraja Kabilesine ait. Bu insanlar vefat eden kişiyi hemen gömmüyorlar, onları evlerinde bekletiliyor bu aynı zamanda ölen kişiyi onurlandıran bir davranış, bu sırada ölen kişi için bir ev inşa ediliyor, durumu olmayan aileler için bu yıllar sürebiliyor. Evin yapımında köy halkı ücretsiz olarak çalışıyor, ev tamamlandıktan sonra ölen kişi özenle giydirilip hazırlanıyor, köyün meydanında o kişi için özel bir seremoni yapılıyor ve ardından gömülüyor, bu arada cenazeden sonra yapılan evler yıkılıyor. Bunun yanı sıra aileler belirli zamanlarda -Menane törenlerinde-  onları gömdükleri mağaralara tırmanıp ölülerini oradan çıkarıp onlara en güzel giysilerini giydirip köyde onları gezdirip 3 gün kadar beraber yaşadıktan sonra onları tekrar gömüyorlar. Kulağa biraz ürkütücü ve korkunç geldiğinin farkındayım ama bu o insanların kültürlerinin bir mirası, onlar bu şekilde ölümü ve yaşamı kutluyorlar ve bu onların bu konu hakkında “bu dünyaya göre alışılmış bir şey olmayabilir ama bu bizim kültürümüz, eşsizliğimiz.” diyorlar. Doğrusu ölüye bu derece bir saygının var olduğu bir yerde yaşamak isterdim, kulağa ne kadar ürkütücü gelse de.. Bu hafta size bir tören şeklinden bahsettim, bir sonraki postumda bahsedeceklerim kısa oldukları için tek postta iki tane birden anlatmayı düşünüyorum. Bir sonraki postta görüşmek üzere arkadaşlar.

Merhabalar!

Merhaba arkadaşlar, bu blog Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu Türkçe 102 dersinin projesi olarak İpek Marya Ece Ay tarafından hazırlanmıştır. Bu blogta sizlerle ilginç bulduğum bazı cenaze töreni şekillerinden bahsedeceğim. Ailemle izlediğim bir belgesel sonrası bana çok ilginç gelmişti, umarım sizlere de gelir. Bir sonraki postta buluşmak üzere, sevgiyle.