Rakışık

 

Rakının faydalarından tutun da masada ne yapılması gerekiyorsa bu blogtan sonra sizin için herşey daha iyi olacak. Rakı hakkındaki bilgileriniz belki tazelenecek belki de ikiye katlanacak. Tamamen yazdıklarımdan çıkarımlarınıza bağlı.Neden içilmeli, neden hayatımızda var bilmiyorum ama Rakı iyi ki var.

Rakışıklı isimli bu blog Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu TUR 104 Türkçe II: Sözlü Anlatım dersinin projesi olarak R.Şansal DOĞRUL tarafından hazırlanmıştır.

Rakışıklı 6

İzlenmesi gerekenler;

https://www.youtube.com/watch?v=eLLp1vZG_eQ

https://www.youtube.com/watch?v=a3gz5PvgGrY

https://www.youtube.com/watch?v=GBr4jIvPw4g

https://www.youtube.com/watch?v=B_69BUqngeU

https://www.youtube.com/watch?v=mmxcMda0kuU

https://www.youtube.com/watch?v=dtHtVXoW4-g

En önemlisi ***  https://www.youtube.com/watch?v=eYgIw9XA4I0 ***

*** https://www.youtube.com/watch?v=wSLZOLBY8uA ***

‘’DERLER YA HANİ, KÖTÜ BİR ŞEY OLDUYSA UNUTMAK, İYİ BİR ŞEY OLDUYSA KUTLAMAK İÇİN GİDERSİN.VE HİÇ BİRŞEY OLMAMIŞSA EĞER BİR ŞEYLER OLMASI İÇİN GİDERSİN…’’

Rakışıklı 5

Sarhoş olunmaz rakı masasında ve orada konuşulan orada kalır. Bu en temel adabıdır rakı masasının.

Biraz ağır olunmalı rakı masasında, eğri oturulup doğru konuşulur, şirinliğe yer yoktur.

Hararetli bir konuşmada argo konuşulur ama küfür edilmez.

Rakı masasına ne aç ne tok oturulur.

Meze tırtıklanır, karın doyurucak derecede yenilmez.

Son günlerde de yapıldığı gibi soda, ayran, şalgam suyu  yada limonlu şu ile karıştırılıp içilmez. Tek karışımı suyla olur, sert seven insanlar için ise sek rakı yanına su ile içilir.

Alkol oranı arttıkça vücutta, alkolü seyreltmesi için çay söylenilebilir.

Dinlenilen müzik zevklere göre değişir ama Türk Sanat Müziği dinlenmelidir mutlaka.(*Kayahan’ı çok sevmeme rağmen Kayahan açılmamalıdır.*).Müzik ne son seste ne de kısık seste olmalıdır. Sohbeti bölmeyecek kadar seviyesi açılmalıdır.

Masada asla ve asla ağlanmaz.Ağlayan biri varsa avutulmaz, konu değiştirilir.

Masaya doğru sigara dumanı üflenirse bu çok büyük bir saygısızlık olur.

İçilen rakı markası dışında başka bir rakı markasını övmek masaya saygısızlıktır.

Rakı, giyime kuşama dikkat edip biraz oturaklı giysiler sever.

Cinsiyetçilik gibi algılanmasın ama zarif olması için rakı bardağını, kadınlar ortasından erkekler ise üstünden tutmalıdır.

Rakıdan sonra cila adı verilen ve rakının mayhoşluğunu alması için tek seçenek gazlı olan biradır.

Cila birası asla 1’i geçmez.

Rakı masasında garsona adı dışında başka bir hitapla seslenilmez.

Rakı çok zor durumda kalınmadığı sürece yalnız içilmemelidir.(Kederden kedere sürüklenip, bir de yalnızım triplerine girerseniz eğer kanserlik olursunuz vallahi.)

Rakıyı masada sadece saki koyar, garson yada bir başkası rakıya dokunamaz.

Sırasıyla rakı, su ve buz şeklinde konulmalıdır. Tercihe göre kristalleşmesi isteniyorsa sudan önce buz konulmalı.

Her kadeh konulduğunda tokuşturulmaz. İlk bardağı içerken hoşgeldin ve son bardağı içerken veda anlamı için tokuşturulur.

Ve son olarak çiftler masada öpüşmezler, tensel temas kurmazlar.

Naçizane benim görüşüm rakı içerken olması gerekenler bu yöndedir, rakı içerkenki beklenilen adap da böyle olmalıdır.

Rakışıklı 4

Yararından çok hoş olan sohbeti çekicidir rakının bana ve bir çok insana göre. Gün sonunda dostlarla içilen o güzelim aslan sütünün değeri  hayatımızdaki çoğu şeyde yoktur. İki kelam sohbetin yanında diğer alkollere nazaran en iyi giden içkilerden biridir. Belki birine sevdiği şeyleri söylemek, belki de hiç sevmediği şeyleri söylemek için cesaretlendirir insanı. Kediyi aslan , aslanı kedi yapar. Suskun adamı konuşturur, konuşan adamı susturur.  Tadında içtikten sonra bunların hiçbiri başına gelmez. Günün yorgunluğunu atmak için,  geceye güzel başlamak için, eğlence için, hüzün için, hatırlamak, unutmak, buluşmak, ayrılmak için, lise arkadaşların aradığında yada aileni özlediğinde, özlem duyduğunda bazı şeylere gidersin meyhanenin birine ve kurarsın çilingir masanı. Ha bu arada neden mi çilingir? ‘’Rakı masası, kalbin anahtarını çözdüğü tek yerdir.’’ İşte bu yüzden çilingirdir o masanın adı. Hatta ünlü mimar, yazar, gazeteci, çok sevdiğim  Aydın Boysan’ın bir lafı vardır ; ‘’Aptalları daha da aptallaştırır, akıllıları ise daha da akıllandırır.’’ Yani demem o ki rakının insan üzerindeki etkisi tamamen farklıdır kalbinin anahtarının çözmesi dışında. Yine demiş ki büyük üstad Aydın Boysan ‘’ Büyük konuşanla, çok konuşanla, sessiz duranla rakı içilmez.’’ Çokta güzel demiş. Rakıyı karısı diğer içkileri kaçamak olarak gören Aydın Boysan ile bir rakı masasını paylaşmak isterdim doğrusu. Böylesine rakı konusunda  usta birinden öğrenilecek çok şey var.

Rakışıklı 3

Sırada güzelim aslan sütümüzün yararlarına gelelim. Bu arada aslan sütü denmesinin sebebini de açıklayayım hemen. Eski zamanlarda İzmir’de bulunan şuanda  Bornova Caddesi’nde bulunan Anastapoulos kardeşlerin meyhanesinde eski rakı fıçılarının üzerinde aileye ait aslan sembolü bulunmaktaydı. O günden bu güne İzmir halkı ve çevresi rakıya ‘aslan sütü’ demekte. İşin tıbbı yanına gelirsek eğer maydanozgiller familyasından olan anasonun mide ve bağırsak gazlarını önleyen, hazmı kolaylaştıran, nefes darlığına iyi gelen, göğsü yumuşatan, öksürük ve kalp çarpıntısına iyi gelen etkileri mevcuttur. 1-2 bardak içildiğinde kan damar yollarını açtığı da bilinir. Diğer yandan ise anason tohumlarının yenmesi iştah da açmaktadır .Uykusuzluğa karşı iyi gelen rakının aynı zamanda da migren ağrılarını kesip, beyin yorgunluğuna da iyi geldiğini söyleyebiliriz.Kısacası gereğinden fazla kullanılmadığı sürece herşey gibi rakının da yararlarını görebiliriz. Yanındaki mezelerin tadı ve yararı da bir o kadar vardır. Yoğurttan yapılan haydari, vücudun antibiyotiği olan acıdan ve domatesten yapılan  muhteşem karışım acılı ezme, kırmızı köz biber, balık gibi ana yemek yoksa patlıcanın biberin ve soğanın harmanlandığı şakşuka ve son olarak baklanın efsaneye dönüştüğü zeytinyağlı fava. Bunlar yüksek besin değerlerine sahip yiyecekler olduğu için vücudumuzdaki gereklilikleri karşılarlar. Mesela hiç sebze yemeklerinden haz etmeyen ben rakı sayesinde barbunya pilakinin tiryakisi oldum. ‘’Acıyı nasıl yiyorsunuz ya dildeki tüm tat alma reseptörlerini kapatıyo’’ derken, acıdan tiksinen  biriyken şimdi acılı ezmesiz rakı masasına oturamaz oldum.

Rakışıklı 2

Milli içkimiz milli içkimiz diyoruz ama son 13 yılda yüzde bir gerileme var üretimde. 80 milyondan 46 milyon litreye düştü. Bunun aksine dış ülkeler de rakıyı sevmiş olacak ki  yüzde 50 artarak  son 10 yılda 5.5 milyon litreye yükseldi. Bu iç piyasadaki düşüşün sebebi tabi ki malum. Vergi zamları her şeyi açıklar cinsten. 1998’den bu yana  rakının fiyatı net bir şekilde tam  50 kat arttı. 1998’de 2.34 TL olan rakı fiyatı 2011’de 47.1ve 2012’de 51.5 TL’yi geçti ve günümüz 2017 itibariyle 117,00 TL olmakta kendisi. Dünyadaki bir çok şey gibi rakının da en pahalı satıldığı ikinci ülke anavatanı olan  yine bizim ülkemiz (Birinci sırada ise İngiltere yer almakta). 19 senelik bu inanılmaz artıştaki en büyük yükseliş son 14 senede gerçekleşmiştir. Bunu 15 yıllık liderlikleriyle övünen insanlara borçluyuz. Ve işin garibi, rakı içmeyen insanların rakıdan alınan vergiyi çok haklı bulması. Onların düşüncesi ‘ için için de belki üç beş yetimin karnı doyar.’ Ülkemizde rakıyı bu denli görenlerde var rakıya aşık olanlarda. O insanlar iyi ki de varlar. Çünkü madem ki geçmişimizi çok önemsiyoruz (bkz. Osmanlı torunlarıyız), rakıda bizim geçmişimizin en önemli parçalarından biri. Vergileri ne kadar arttırsalar da yine de rakı sevdasını yıldıramazlar diğer bir çok sevda gibi (bkz. ATATÜRK).

Rakışıklı

Türk halkına bir armağan olan rakının belli olmayan ve  herkese göre farklılık gösteren hikayesinden bahsedelim öncellikle. Rakı damıtma yoluyla elde edilen ve anason tohumu ile aromalandırılan, ortalama  yüzde 45 alkol oranına sahip bir içkidir. Kimilerine göre ’Razaki’ ( iri, uzun taneli ve kalın kabuklu bir üzüm çeşidi) , kimilerine göre ‘Arak’ (Doğu Akdeniz’de palmiyenin şekerli suyundan, pirinç mayasından ve hurma kökünden elde edilen bir içki –Arapça’ da terlemiş/damıtılmış anlamına da gelmekte ) kelimelerinden türemiş bir sözcüktür. Bir başka olasılığa göre  Irak’taki Türkmenlerin üretip komşu ülkeler sattığı ‘Irak’tan gelmiş’ anlamına gelen ‘’Iraki’’ kelimesinden türemiştir.Bana göre en mantıklı olasılık bu çünkü bu iddiayı destekleyen, günümüzde hala Kerkük Bölgesi’nde kuru üzümden elde edilen ve anasonla harmanlanan içkiye “Arak” denmesi gayet makul bir sebep bu olasılığı kabul etmemiz için. Kimsenin kesin olarak ilk nerede üretildiğini bilmemesi, kesin olarak Osmanlı topraklarında üretildiği iddiasını çürütemez. Tüm dünya ülkeleri tarafından bu böyle kabul edilmektedir. Bulgaristan, Makedonya ve Yunanistan olmak üzere rakıya çok benzeyen içkilerde mevcuttur ancak en yakını Yunan rakısı olan ‘Uzo’dur. Yunan ‘Uzo’ şişelerinin arka kısmında yer alan tarihçede 19.yy’da İstanbul’da bulunup içildiğine dair kayıtlar vardır ve bu Yunanlıların şu anda iddia ettiği rakı bize ait tezini kendi kendilerine çürütmektedir.Rakının tadı ve özellikleri ne  Yunan rakısı ‘Uzo’ ne de Doğu içkisi olan ‘Arak’’ta bulunabilir. Genel olarak rakının geçmişi bu şekildedir.